Hatırlıyorum da hayallerim vardı
Hiçbir bağlacın eki olmayacaktım
Kalacaktım dalgakıranın önünde
Fırtınalı bir havada, sığın/ıl/maya değer
Gemiciler bile kaçmıştı o gün
Masa da kalk git dercesine sallanıyordu
Bana da sordular, ama ben davalıydım
Kal/a/madım
Herşeye,
Sana ve
Bana rağmen
TERDEM
29 Kasım 2010 Pazartesi
16 Kasım 2010 Salı
İşte Durdu
Hani yağıyordu ya gecenin gündüzü öptüğü an
Kirazların dallardan düştüğünde, kuşluk vakitlerinde
Kirazların dallardan düştüğünde, kuşluk vakitlerinde
Hani kusardı ya yaşanmamışlık kisvesinde benliği
… İşte durdu…
TERDEM
13 Kasım 2010 Cumartesi
Yalan Söyledim (Gökçehan Daçe)
“…Bir şehrin inadına
Duvarları boyadım gözlerin mavisine...”
Gözlerin karaydı hâlbuki senin
ve ne büyük yalandı;
yarın da sevmek...
Duvarları boyadım gözlerin mavisine...”
Gözlerin karaydı hâlbuki senin
ve ne büyük yalandı;
yarın da sevmek...
Gökçehan Daçe
Uçurum Kenarlarında Geliyorsun Aklıma (Gökçehan Daçe)
bir kağıt bir de kalem
ya da benzer bir suskunluk bazen
dilsizliği yalanlayan...
bir hayalsin, biliyorum...
ya da benzer bir suskunluk bazen
dilsizliği yalanlayan...
bir hayalsin, biliyorum...
Ay'da yaşam yok
Dünya'da Aşk...
Uçurum kenarlarında geliyorsun bir tek aklıma
Bu gece sevişmeden sev beni...
Dünya'da Aşk...
Uçurum kenarlarında geliyorsun bir tek aklıma
Bu gece sevişmeden sev beni...
Gökçehan Daçe
Ötesi (Gökçehan Daçe)
Gözlerin örtsün istedim üstümü,
‘sesin’ solgun ırmaklarınla çarptı heceme
Boşluğunla birikti bunca yalnızlık,
Aşkınla değil…
Bu kent,
İkimizin ayrılık nirengisi bu yaban şehir,
ne verdiyse aldı ikimizden…
Bir adım uçurum şimdi senden ötesi…
Aşk uçtu
Yazı kaldı
Hiç gelmesen...
belki daha iyiydi…
---
İçimdeki şiir ne zaman geçti bilmiyorum
İçimdeki senden geçeli saat mi oldu
‘asır’ mı?
Bilmiyorum…
Gök kızıldı
Sancı derin…
Bir rüzgâr tutuyordu sol yanımı kıskıvrak
İnce, kavruk bir ‘rüzgâr’!
İnceldiği yerden kopmuş bir hazanda uyandım
ağzıma dolanmıştın
yarı küfür yarı yemin
yarı nefret yarı tutkun
kendime dolanmıştım…
---
Kimse ölmedi derken aşktan…
Ya sen haklıydın
Ya da ben yeterince ölemedim
Düşünüyorum da;
Ne çok şey istedim
…bir nefes temmuz,
biraz okyanus…
ötesi ne aşk
ne de aşk-ı mecazi
Ötesi ne gurbet
ne zaruret sevgili…
Ötesi yitmek
…ötesi en kötüsü
aslında…
…
İnanırken kaybetmek inandığını
Hiçe saymak içinden tutunduğunu…
Ötesi vurmak kendini çıkmaz bir sokakta
Şahitsiz, mazbatasız ulu orta
ve attığını sandığın her adımda
Bir kez daha vurmak tam da gittiğin yerden…
Ötesi sadece sen ve ben…
---
İçimdeki şiir ne zaman geçti bilmiyorum…
İçimdeki senden geçeli elem mi oldu
‘çare’ mi?
Bilmiyorum…
İpliği çözülmüş atlar kişniyor nefesimde
Kefenini eğer yapmış kısraklar…
Bir kadın sen gibi değmedikçe dudağıma
Ne evim, ne düşlerim ısınıyor
ve “bir rüzgâr” tutuyor diyorum şu sol yanımı
Bir rüzgâr…
Gidilmeyen yere çağıran
Aşkı bile unutturan bir ‘rüzgâr’…
Ötesi,
İyilik, sağlık
Daha ne olsun bildiğin hayat
Ah be alacanım…
Senin pusulandan çıkmadı mı bu kurşun!
Söyle;
Kaldı mı ötesi berisi!
Deyimlerle büyütüyorum ürkek ve sevdalı yaramı
içimde kangren olmuş,
ustan ırak, küfürbaz bir şiirde
öykünün yerle bir olduğu iklimde
yalnızca susmayı öğütlüyorum ayaz sinmiş dudaklarıma…
---
Senin senden çok hikâyen var, senin bile bilmediğin…
Düştüğün her bedende
en az bir intiharın var…
Oysa
vardığın adam da benim
yaktığın liman da
Bilmiyorsun…
Sen her aşk dediğinde ben çekiliyorum ipe
Ötesi;
Harabe şehirlerin muhtaç şarkısı
Ötesi
Nefesi dağlanmış göçmen yarası
Ötesi;
Ne aşk
ne cinnet
Ötesi
Sen ve ben
Ötesi ikimiz
İnce kavruk bir rüzgâr…
Gökçehan Daçe
‘sesin’ solgun ırmaklarınla çarptı heceme
Boşluğunla birikti bunca yalnızlık,
Aşkınla değil…
Bu kent,
İkimizin ayrılık nirengisi bu yaban şehir,
ne verdiyse aldı ikimizden…
Bir adım uçurum şimdi senden ötesi…
Aşk uçtu
Yazı kaldı
Hiç gelmesen...
belki daha iyiydi…
---
İçimdeki şiir ne zaman geçti bilmiyorum
İçimdeki senden geçeli saat mi oldu
‘asır’ mı?
Bilmiyorum…
Gök kızıldı
Sancı derin…
Bir rüzgâr tutuyordu sol yanımı kıskıvrak
İnce, kavruk bir ‘rüzgâr’!
İnceldiği yerden kopmuş bir hazanda uyandım
ağzıma dolanmıştın
yarı küfür yarı yemin
yarı nefret yarı tutkun
kendime dolanmıştım…
---
Kimse ölmedi derken aşktan…
Ya sen haklıydın
Ya da ben yeterince ölemedim
Düşünüyorum da;
Ne çok şey istedim
…bir nefes temmuz,
biraz okyanus…
ötesi ne aşk
ne de aşk-ı mecazi
Ötesi ne gurbet
ne zaruret sevgili…
Ötesi yitmek
…ötesi en kötüsü
aslında…
…
İnanırken kaybetmek inandığını
Hiçe saymak içinden tutunduğunu…
Ötesi vurmak kendini çıkmaz bir sokakta
Şahitsiz, mazbatasız ulu orta
ve attığını sandığın her adımda
Bir kez daha vurmak tam da gittiğin yerden…
Ötesi sadece sen ve ben…
---
İçimdeki şiir ne zaman geçti bilmiyorum…
İçimdeki senden geçeli elem mi oldu
‘çare’ mi?
Bilmiyorum…
İpliği çözülmüş atlar kişniyor nefesimde
Kefenini eğer yapmış kısraklar…
Bir kadın sen gibi değmedikçe dudağıma
Ne evim, ne düşlerim ısınıyor
ve “bir rüzgâr” tutuyor diyorum şu sol yanımı
Bir rüzgâr…
Gidilmeyen yere çağıran
Aşkı bile unutturan bir ‘rüzgâr’…
Ötesi,
İyilik, sağlık
Daha ne olsun bildiğin hayat
Ah be alacanım…
Senin pusulandan çıkmadı mı bu kurşun!
Söyle;
Kaldı mı ötesi berisi!
Deyimlerle büyütüyorum ürkek ve sevdalı yaramı
içimde kangren olmuş,
ustan ırak, küfürbaz bir şiirde
öykünün yerle bir olduğu iklimde
yalnızca susmayı öğütlüyorum ayaz sinmiş dudaklarıma…
---
Senin senden çok hikâyen var, senin bile bilmediğin…
Düştüğün her bedende
en az bir intiharın var…
Oysa
vardığın adam da benim
yaktığın liman da
Bilmiyorsun…
Sen her aşk dediğinde ben çekiliyorum ipe
Ötesi;
Harabe şehirlerin muhtaç şarkısı
Ötesi
Nefesi dağlanmış göçmen yarası
Ötesi;
Ne aşk
ne cinnet
Ötesi
Sen ve ben
Ötesi ikimiz
İnce kavruk bir rüzgâr…
Gökçehan Daçe
10 Kasım 2010 Çarşamba
Me Voy (by Yasmin Levy)
quiero olvidar el aroma de tu cuerpo.
quiero olvidar el sabor de tus labios.
quiero tener, por una vez,
una vida feliz.
por eso, me voy...
gracias por todo lo que me diste.
gracias por amarme.
pero no tengo ilusión.
que tú eres mi razón.
por eso, me voy...
dime qué es lo que tienes,
que yo no puedo olvidarte.
mira, mírame, mi niña,
mira que mi alma sangra.
...
Gidiyorum
vucudunun kokusunu, dudaklarinin tadini unutmak istiyorum
bir kez olsun mutlu bi hayat yasamak istiyorum
bu sebeple.. gidiyorumm..
tesekkur ederim.. tum bana soylediklerin icin..
tesekkur ederim.. beni sevmis oldugun icin..
ama ben, kendimi kandirmayi birakiyorum
seni unutamiyorum...
bak bana...
ruhum kaniyor...
5 Kasım 2010 Cuma
Sevgili
Haddinden fazla sevebilir mi insan acaba,
Ya da oyle bir hudut varmı?
Seviyor olmak son nokta degil mi?
Kendinden fazla içemeyene alkolik deniyor da ,
Kendi sevdiğinden fazla sevebilen varmı da
Bir ad takılamıyor sevgilinin dısında.
TERDEM
Ya da oyle bir hudut varmı?
Seviyor olmak son nokta degil mi?
Kendinden fazla içemeyene alkolik deniyor da ,
Kendi sevdiğinden fazla sevebilen varmı da
Bir ad takılamıyor sevgilinin dısında.
TERDEM
2 Kasım 2010 Salı
Fabrika Ayarları
Uykusuz ;
Bir o kadar bulutsuz bir sabaha,
Ankara’ya inat, karartıyorum havayı.
Girin gözkapaklarımın arasına
Beatrice olsun üstteki, altta kalsın Durante
Dinlensin biraz, bana inat.
Dinlensin biraz, bana inat.
Aylardan Kasım, günlerden birinci Salı
Ama ikisi diye anılıyor Gregorian’ a göre.
Ama ikisi diye anılıyor Gregorian’ a göre.
Oysa Julian Ekim’in yirmisi diyor
Adaşının dediğini desteklercesine;
Adaşının dediğini desteklercesine;
“Have you ever had a moment,
You couldn’t tell the girl you love,
What she means to you?”(Julian Thomas)
You couldn’t tell the girl you love,
What she means to you?”(Julian Thomas)
Beatrice ile Dante kavuşacak mı Eros?
Ne kadar kaldı?
İstihab haddim yeter mi anne(m)?
Kumarda kaybediyorum
Aşkta ise kaybetmeye bile yakın değilim.
Aşkta ise kaybetmeye bile yakın değilim.
Nasıl ayarladınız baba(m)?
Fabrika ayarlarına dönsem mi acaba?
TERDEM
1 Kasım 2010 Pazartesi
Ferim
En aydınlık gözler bile erken kararıyor bazen
Bir ses, bir nefes, bir bakış, bir görüş
Doğru- yalan fark etmiyor gibi geliyor
Sıcacık evin, buz gibi duvarları nemlendi
Yosun tutmuş yarını gerçeğe kavuşturacak gibi
Ne kadar günahsızız acep, acepler de günah mı bilemezsek cevabı
Bilmiyorum ki,
Ama placebo etkisi yapıyor nefes
Yeni diyeceğim ama
Aslında hepinizden biraz daha tanımadığım bir dostun kaleminden bana (b)ulaşan gibi,;
“Seni ne kadar sevdiğimi bir tek sen bil(iyorsun), ama seni sevdiğimi herkes bilsin istedim.”
Öksüz kaldı gözlerim, ardında bol gözyaşlı (v)ahlarla
Anladım,
Benim –Ferim- Sen(im)
Keş gecemin günahına gireni arıyorum
Ferim, gözümden kaçan
Seni arıyorum,
Beni bul.
TERDEM
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)